Monday, September 17, 2007

Modacılar, sinemadan ilham alıyor


Dünya modası hemen her şeyden etkilenip kendine ikonlar yaratabiliyor. Peki moda mı sinemadan etkileniyor yoksa sinema mı modadan? Sanırım bu konuda sinema biraz daha fazla rol çalıyor ve başrole oturuyor.



Böyle kafa karıştırıcı bir soru var! Hatta bir sorun var! Beyazperde ve modanın birlikteliğindeki soru... Bu iki görsel şölen, aynı ipte buluşan iki cambazı andırırcasına karşımıza çıkıyor. Belirleyici kim? Sinemanın ellerindeki moda mı yoksa modanın hizmetindeki sinema mı?Modacıların, izledikleri filmlerden her zaman etkilendikleri ve bunları tasarladıkları ya da tasarlayacakları kreasyonlarına yansıttıkları söylenir. Moda tarihine baktığımız zaman bu örnekleri görmek ve çoğaltmak mümkün. Öyle ki New York Times'ın stil rehberinde bu konuyla ilgili küçük çapta bir araştırma bile yapılmış. Ancak araştırma sadece erkek modasıyle ilişkili.


Yapılan araştırmaya göre David Bowie'nin oynadığı "The Men Who Fell To The Earth" (Dünyaya düşen adam)filmi, modayla sinmeanın buluştuğu en belirgin örneklerden biri. Dünyaca ünlü modacı Louis Vuitton bu filmden ilham alarak, bir sürü David Bowie tarzında erkek modelle süslenmiş bir defileyle karşımıza çıkmıştı. (Bu etkilenme öylesine yoğundu ki podyumda boy gösteren birçok mankenin de saçları, çılgın şarkıcı David Bowie'ninki gibi turuncuydu, taytları da unutmamak gerek! Bowie'nin giydiği daracık pantalonlar, erkek modasına ilginç bir yön vermişti.)Bir de "Mad Max" durumu var. Galliano'nun bir dönem benimsediği fantastik 'kostümleri'ni unutmamak gerek! Fütürist bir yol izlemiş ünlü modacı ve savaşçılardan ilham almış. "Mad Max" filmindeki gösterişli savaşçı giysileri de tasarımcıya konu olmuş. Çelik yelekler bir diğer ayrıntı!Araştırmada sinema etkisi altında kalan isimler arasında Dolce Gabbana, Alexander Mc Queen, Dsquared gibi erkek modasında büyük rol oynayan modacıların da isimleri yer alıyor. "Terminatör" filminden "James Bond"a kadar uzanan bir yelpazede, kendi koleksiyonlarına bu filmlerin fikir verdiğini kabul ediyor, ustalar.


SİNEMA TARİHİNDE MODAYI ETKİLEYEN FİLMLER Sinema dünyası, modaya öyle çok malzeme vermiştir ki kendisine bir sürü ikonlar yaratmada da geri kalmamıştır. Filmlerde yer alan karakterler, duruşları, bakışları, saç modelleri ve giyimleriyle model olarak görülmüş ve örnek alınmışlardır. Moda, bir bakıma sinemanın hizmetkarı olmuş, boyunduruğu altında çalışmıştır."Godfather" filmindeki ince çizgili, kruvaze, jilet gibi takım elbiseler bu filmle sevilmişti. Film, gişe rekorları kırarken, bu tarz kıyafetleri satan mağazalar da kasa rekorları kırdı. Ya da "Matrix" filmi... Başrolünü Keanue Reeves'in oynadığı, felsefeyle yoğrulmuş film, siyah uzun ceketler, yine siyah gözlüklerle, tadından yenmez bir hal aldı kimileri için. Etrafta bir sürü 'Matrix' adamlar çoğaldı, bir anlamda. Aksesuvar deyip geçmeyin! Sinemada Ray -Ban gözlüğün görüntüsü herkesi Ray-Ban'cı yaptı. "Top Gun" filminde Tom Cruise'un taktığı gözlükbunun en büyük kanıtı. Pilot mont modası da esti geçti bir ara. Şimdi ne kadar demode olsa da günün birinde bir filmle yeniden gündeme gelmeyeceğini kim bilebilir ki? 1961 yapımı "Breakfast at Tıffany's" 'de (Tıffany'de Kahvaltı) masum yüzlü Audrey'in (Audrey Hepburn) unutulmaz uzun sigaralığı ve siyah elbisesi, ünlü oyuncuyu bir anda moda ikonu haline getirdi. "Love Story" (Aşk Hikayesi) filmiyle kocaman upuzun örgü atkılar, kalın düz kaşlar, makyajsız bir yüz, genç kızlar arasında o kadar benimsendi ki, filmin etkisi uzun bir süre devam etti.


Jean Luc Godard'ın 1960 yılında çektiği "A bout de Souffle" (Serseri Aşıklar) filminde kısacık saçlarıyla Jean Seberg, hiçbir kadının cesaret edemediği saçlarıyla gönlümüze taht kurdu. Maskülen kadının ortaya çıkışına da zemin hazırlayan Seberg, bu yeniliğin önemli ismi oldu.Örnekler, örnekler, örnekler... Esas oğlanımız sinema, tarihindeki birçok oyuncusuyla moda ikonları yaratmayı başardı. Bizlere ise bunları oturup keyifle izlemek ve modayı daha çok sinemadan takip etmek kaldı.Sinema mı modadan yoksa moda mı sinemadan etkileniyor sorusunun yanıtı başta kafa karıştırıcı gibi görünse de ortaya çıkan son durum şu; Sinema etkilemeye, moda etkilenmeye devam ediyor.




NİLÜFER TÜRKOĞLU

No comments: